Yedinci maç... İki futbol takımının birbiriyle 7 kez karşılaşabilmesi için normal şartlar altında 3,5 sene geçmesi gerekiyor. Futbolda duyma ihtimalimizin olmadığı, belki bir ihtimal ligin yedinci haftasını ifade etmek için kullanabileceğimiz bu tabir basketbolun en heyecanlı, en izlenmeye değer maçları anlamını taşıyor çoğu kez. Bazıları "Bitse de gitsek" modunda, tabiri caizse "Gazozuna" oynanan tam 82 adet normal sezon maçının toplam heyecanından bile yüksek heyecana sahiptir NBA'de Playoff yedinci maçı oynamak. Normal sezonda 4 kez karşılaştıkları yetmezmiş gibi 7 adet maçı sadece 2 haftaya sığdırır NBA önderliğindeki basketbol sektörü.
Eski dönemlerde sıkça final serilerinde yaşandığı için bugün bile ezeli rekabet denince ilk akla gelen Boston-Lakers derbisinin tohumları o dönemki yedi maçlık serilerde atılmıştır. 2010'da 4-3 Lakers lehine biten seri aynı zamanda Lakers'ın Boston'a karşı yaşadığı yedinci maç sendromunun sonu, 1988 "Bad Boys" lakaplı Detroit'i dışındaki ilk zaferi olarak kazınmıştır hafızalara. San Antonio'nun Detroit'i yenip, Miami'ye yenildiği, 3-1 geriden gelen Cleveland'ın rekortmen Golden State takımını 4-3'le geçtiği akıl almaz serilerin tadı hala damaktadır geçen zamana rağmen.
Tartışmasız son 10 yılın en önemli NBA olayı olan ve 4-3 Cleveland zaferiyle biten 2016 final serisinin aslında hiç oynanmama ve 73'e 9'la sezonu bitiren Golden State Warriors'un bir önceki turda elenme ihtimali azımsanmayacak kadar fazlaydı. Dün gece bu kez Houston karşısında yedinci maç hüznünü yaşayan Oklahoma City, 3-1 öne geçtiği Konferans Finali'nde geri kalan üç maçtan birini kazanabilse belki de NBA'in eksenini kendine doğru kaydırabilecek bir olaya imza atacaktı. 3-3'le son maçın son anına kadar Houston ile Konferans Yarı Finali mücadelesi veren Thunder, belki de 4 sene önce son anda kaçırdığı NBA finalinin psikolojik etkilerini hissediyordu.
Bu etki öyle bir etkiydi ki bir basket daha bulabilse kazanabileceği bir serinin son hücumunu daha önce buraları hiç deneyimlememiş, sezonun büyük bölümünü rotasyon oyuncusu olarak geçirmiş bir çaylak oyuncunun üçlük çizgisinden atacağı şuta kurgulamaya yöneltiyordu tripple double ile oynayan bir Chris Paul sahadayken. Pozisyonun gelişimi nedeniyle o top Dort'a gelmiş olsa da yine de son atak için daha iyi bir kurgu ve tecrübe göz önünde bulundurulabilirdi. O çaylak o gün 30 sayıyla oynamış biriydi" denilebilir pekala ama "Bu adam 1 yıllık emeğin hasadının elde edileceği son saniye hücumunun üzerine kurgulanacağı çapta bir çaylak mıdır?" diye sormak gerekirse cevap tabi ki de "Hayır" olacaktır. Son maçta attığı 13 sayıyı saymazsak seri boyunca attığı toplam sayı anca bu maçta attığı sayıyı geçebiliyor draft bile edilmeyen çaylak Luguentz Dort'un. Böyle bir anda böylesine tecrübesiz bir oyuncuyu o gün kötü oynamasına rağmen ligin en iyi oyuncularından biri olan James Harden'ın karşısına çıkartırsanız, sonucunda o bloğu yer ve elindeki topu dışarı atar.
Bu çılgın planın suya düşmesine rağmen kalan ufacık sürede bile maçı lehine çevirebilecek son topu kullanma şansı elde eden Oklahoma bu kez Dort'suz planıyla da şut şansı bile bulamayarak yenilmeyi hak etti. Houston kazandığında farklı galibiyetler, Thunder kazanırken yakın geçen maçlar olduğunu da düşünürsek sanaldan da olsa ev sahibi olan Houston serinin kazananı olmalıydı. Geç de olsa oldu.
Yorumlar
Yorum Gönder