Futbolda infial yaratan 18 Nisan 2021 tarihli “Avrupa Süper
Ligi kuruldu” açıklamasının 2 gün sonrasında katılımcı takımların art arda
çekilme haberleri geldi. Futbol gündeminin 48 saat boyunca kilitlendiği bu
haber yoğunluğunda Almanya’daki önemli olay pek önemsenmedi. Arminia Bielefeld
deplasmanında kaybeden Schalke 04, ligin bitimine 4 hafta kala Bundesliga’ya
matematiksel olarak veda etti. Çok değil sadece birkaç sezon önce böyle bir lig
kurulmak istense Schalke 04’ün de adı ligde yer alacak kulüpler arasında
geçebilirdi. Gelinen noktada ise Schalke’nin küme düşmesi normal
karşılandı. Çünkü zaten lig boyunca bağıra bağıra bunun sinyallerini vermişti
Ruhr temsilcisi.
2018 yılında Bundesliga bittiği gün zirvede Schalke 04 ismi
yazılıydı. Zirve dediysek aklınıza hemen şampiyonluk gelmesin. Zira Almanya’da
istisna sezonlar hariç şampiyon takımın adı Bayern Münih’tir ve bu durumu
değiştirmek son 9 yılda hiçbir ekibe nasip olmamıştır. İşte o başarılı olarak
adlandırabileceğimiz ikinci bitirilen sezonun ardından köklü kulüp irtifa
kaybetmeye başlamıştı. Artık kanıksanan bir durum olan Bayern Münih’in ligin
parlayan yıldızlarını transfer etme halkasına katılan isim mavi-beyazlı
formayla adını duyuran Leon Goretzka’ydı. 2016’da Leroy Sane’yi City’ye
gönderirken kasasına 52 milyon Euro koyan Schalke, Goretzka gibi çok yönlü bir
orta saha oyuncusundan sözleşme gereği para kazanamamıştı. Her ne kadar
Kehrer’i Paris Saint Germain’e iyi bir meblağ karşılığı göndermiş olsalar da
elde ettikleri geliri olumlu kullanamayan bir yapıya büründüler. Geçtiğimiz
sezon Stutgart’tan 15 milyon euro’ya transfer edip katkı aldıkları Ozan Kabak’ı
devre arasında Liverpool’a kiralamaları da kaçınılmaz sonu kabul ettiklerinin
göstergesiydi. Elinde Sane, Goretzka, Kehrer ve Ozan olan bir Schalke takımı en
kötü ihtimalle orta sıralarda yer alır, bugünkü perişan günlere gelmezdi. Bu
oyunculardan yeterince para kazanamayan, kazandıklarını iyi kullanamayan
yönetim yüzünden 117 yıllık köklü kulüp küme düşme üzüntüsü yaşıyor.
1991 yılında yeniden döndüğü Bundesliga’da 90’lı yılları
orta sıralarda geçiren kulüp için kazanılan UEFA Kupası dönüm noktasıydı. O
sezondan itibaren iddialı kadrolarla mücadele ettikleri ligi çoğu kez üst
basamaklarda tamamladılar. Hele bir 2001 yılı son haftası var ki bugün bile
akıllarda. 3 puan gerisinde girdikleri son hafta maçında evlerinde Unterhaching karşısında maçın başında 2-0 geri düştükleri haliyle şampiyonluğu kaptırsalar çok üzülmezlerdi. Ama son 17 dakikada üç gol bulup 5-3 galip bitirdikleri maçın sonunda tüm stat kenetlenip Hamburg'dan gelecek haberi beklemye başlamıştı. Kendisine beraberlik de yetecek olan Bayern Münih 0-0'lık skorla bunu elde ediyor gibiydi. Gelsenkirchen'de umutların tükenmeye başladığı anda Hamburg'un son dakika golüyle öne geçtiği haberi gelince ortalık yangın yerine döndü. Düşünün son haftaya 3 puan geride girdiğiniz ligin son dakikasında lider konuma yükseliyorsunuz. Ancak duraklama anlarında yaşananlar filmlerde görülebilecek dramatiklikteydi. Bayern Münih yenik duruma düştüğü maçta tekrar eşitliği sağlayınca Schalke camiası adeta yıkıldı. 2 dakika kadar süren şampiyonluk hevesi öyle bir kursakta kalmıştı ki herhalde o günden sonra hiç bir şey mutsuz edememişti o günü yaşayan taraftarı. Ta ki bu sezona kadar.
25 Ocak 2020 günü Bayern Münih'e 5-0 yenilmekten elbette utanç duymuştu mavi-beyazlı kulüp. Ancak o tarih itibariyle ligde 5. sırada yer alan ve zirvenin yedi puan gerisinde yer alan bir takım için bu yenilginin sonun başlangıcı olacağını kimse tahmin edemezdi. Öyle ki o gün 5-0 yenildikleri Bayern deplasmanında galip gelebilseler rakipleriyle puanları eşitleyip, şampiyonluk rüyasına bile dalabilirlerdi. Oysa ki realite o rüyadan çok uzaktaydı. O gün başlayan kazanamama serisi tam tamına 30 maç sürdü. 11 ay 23 gün ligde oynadığı hiç bir maçtan galibiyet çıkaramadı Schalke gibi köklü bir kulüp. Geçen sezonun ortasında başlayan seri ilk yarıda elde edilen iyi puanın ekmeğini yedi. Kazanamamaya rağmen alınan bolca beraberlik sayesinde düşme tehlikesi yaşamadan ligi tamamladı Schalke belki ama gelecek için beslenecek umutlar yok olmuştu.
2020-21 sezonuna girerken yaşanan maddi sıkıntılar nedeniyle elle tutulur bir transfer yapamadı Schalke yönetimi. Alman kulüplerinde görmeye pek alışkın olmadığımız ekonomik dar boğaz Schalke için geçerli değildi. Bu yüzden bonservis için sadece 2 milyon euro harcayabilen kulüp oyuncu da satamadığı için kasasını güçlendiremedi. Para harcanan tek isim Frankfurt'tan alınan Paciencia'ydı ama Portekizli santrafor beklenileni vermekten uzaktı. Düşük performansa bir de uzun süreli sakatlık eklenince çare eski dost Klas Jan Huntelaar olarak görüldü. Artık 37 yaşında futbolu bırakmaya hazırlanan Hollandalı golcü eski günlerinden uzaktı haliyle. Yerine geldiği isim de bir veterandı aslında. 36 yaşındaki Vedad Ibısevic'i sezon başında kadrosuna katan Schalke devre arası yolları ayırmak zorunda kaldı. Eski Ibısevic olsa katkı sağlaması muhtemeldi ama artık ondan da geçmişti.
Hikayenin sonu sezonun başında belli gibiydi aslında. Ligin açılış maçında Bayern Münih'ten yenilen 8 gol kabul edilebilir gibi değildi. Sahada kaybolan, dalga dalga gelen rakip ataklara hiç bir şekilde karşılık koyamayan Schalke sezonun nasıl geçeceğine dair ilk sinyalleri vermişti. Fikstür de onlara inat yapar gibi zor çekilmişti sanki. Bir sonraki deplasman Leipzig, diğeri Dortmund. Sırasıyla alınan 4 ve 3 farklı yenilgiler çıkış olarak algılanmıştı ironik şekilde. Ligin en iyi 3 takımına karşı yenilen 15 gol azalarak devam ettiği için umutlarda bir artış olmuştu. Hayal kırıklığı yaratan David Wagner dönemi de bitince küçük de olsa bir toparlanma yaşandı. En azından düşme hattında rakip sayılabilecek takımlardan beraberlik kopartmaya başlamışlardı. Ancak nispeten iyi oynanan maçlarda da alınan basit yenilgiler nedeniyle rakipleriyle arasına kapatılması zor bir fark girdi mavi beyazlı ekibin. Beklenmedik şekilde 4-0 kazanılan Hoffenheim maçı da yaraya merhem olmazken benzer bir grafik çizen Mainz'ın çıkışa geçmesi ligin dibindeki yalnızlığa itti koca kulübü. Premier Lig'e giden Ozan'ın yerine aynı ligden alınan Mustafi ve Kolasinac transferleri de fayda etmeyince bitime haftalar kala lige havlu attı Schalke.
Evet, Bundesliga diğer liglere nazaran büyük takımların dibi görmeye daha alışkın bir organizasyon ama bu kadar teslimiyetçi bir küme düşme de tarihte görülmemişti. Eski şampiyonlardan Nürnberg, Mönchengladbach, Stutgart, Hamburg, Köln, Frankfurt alt lige düştüğünde şaşırmıştık. Son yıllarda kılpayı ligde kalan Werder Bremen'in hallerine de alışmıştık ama Schalke'den böyle bir tükeniş beklemezdik açıkçası. Bakalım gelecek sezon Schalke'siz bir Bundesliga nasıl olacak? Ya da Schalke'li bir Bundesliga 2'nin heyecanı artacak mı? Bekleyip, göreceğiz.
Yorumlar
Yorum Gönder