Lyon'dan PSG'ye Gözdağı

 İlk kez tanık olduğumuz Şampiyonlar Ligi 8'li finallerinin hafızalarda yarattığı etki henüz tazeliğini korurken, önce Juventus, ardından Manchester City'yi eleyip, şampiyon Bayern Münih'e de zor anlar yaşatarak oluşan bu etkide en büyük pay sahibi olan Lyon, Fransa Ligi'nin 2. Haftasında ilk maçına 9 günlük bir aranın ardından çıktı. Tüm büyük liglerin aksine salgın sonrası ligi kaldığı şekilde tescil edip hem sporcu hem taraftar sağlığını ön plana koyan Fransa Futbol Federasyonu, büyük ligler içerisinde seyirci alımına kısıtlı da olsa izin veren ilk ülke olarak kendiyle çelişiyordu çelişmesine ama futbolun ana aktörlerinden olan seyircinin az da olsa tribünde olması maçı daha bir izlenir kılıyordu.


Normal sezon içindeki maç yoğunluğu düşünüldüğünde şampiyonu belli bir lig olan Fransa Ligi izlemek pek cazip bir seçenek gibi durmasa da, sezon öncesi oluşan bu maçsız dönemde geçen 2 haftanın etkisiyle bir Lyon maçı izlemek aklımı çelmişti.   Çok doğru bir karar olduğu maçın başından itibaren kendisini hissettirdi. Zira etkili bir başlangıç yapan ev sahibi karşısında önde basan bir Dijon, çekişmeli bir maç hissiyatı yaratmıştı. Marcelo'nun yerinde müdehaleleriyle önlediği bir kaç akının ardından önce Denayer, sonra Marcelo'nun hamle hatası Scheidler'in golüyle neticelendi ve o ana kadar iyi oynayan Dijon sonrasında esecek Lyon fırtınasını da tetiklemiş oldu.

Sağ kanattan etkili pozisyonlara gerek kendi giriyor gerekse Depay ve Ekambi'yi sokuyordu Dubois ama diğer kanatta öyle bir Cornet vardı ki hem Trent Alexander Arnold hem de Alphonso Davies'in geçen sezonki hallerine taş çıkarır nitelikteydi üstelik orijinal mevkisinde oynamamasına rağmen. Rakibin sağ kanadını hallaç pamuğu gibi atan Cornet'in yarattığı bu pozisyonlara Faslı Fouad Chafik kalkan oldu ilk yarı boyunca. Ancak bu sıcağa kar dayanmaz misali yine Cornet'e yapılan penaltı sonrası sazı eline alma sırası Memphis Depay'a geldi. 6 dakika içinde 2 gol atıp bir gol de müthiş bir çalım sonunda rakibe attıran Depay, Ligue 1 özlemini dindirirken maça da gayrı resmi noktayı koymuş oluyordu.


Hardalıyla ünlü şehrin takımını ilk yarı yok eden Rudi Garcia'nın öğrencileri, ikinci yarı rölantide götürdüğü oyun ve skora bir Memphis penaltısı daha ekleyip 4-1 ile tamamlarken taraftarlarına umut saçıyordu. Tabi ki Paris Saint Germain bu kadar üst düzey bir durumdayken onları geçip şampiyon olmaları mümkün gözükmese de en azından geçen sezon alınan 7.'lik kadar kötü bir derece almayacakları aşikâr. Kaldı ki mevcut kadrodan ayrılık haberleri de söz konusu ama 2017'de beklenmedik bir anda ortaya çıkan Mbappe ile ortalığı toz dumana katıp şampiyonluğa uzanan Monaco örneği varken o kadar da karamsar olmamak gerek Lyon için. Önce Ronaldo'lu Juventus, sonra Guardiola'lı City'nin Şampiyonlar Ligi hayallerine engel olan ve daha iddialı olduğu yıllardaki performansını bile gölgede bırakan bu ekip, 38 haftalık bir maratona bu performansı yayabilirse neden olmasın. Gönlümüz keyifli bir zirve yarışından yana. Zira 15. Haftada çift haneli farklara ulaşan ligler görmek futbolun rekabet duygusuna vurulmuş bir balta.



Yorumlar