2030'ların sonu ya da 2040'ların başında nasıl bir spor medyası olur kestirmek zor olsa da bu minvalde satırlar görür, spikerlerin ağzından böyle cümleleri duyarsak şaşırmayacağız. Uzun soluklu olmasını temenni ettiğimiz, öznesi Arda Güler olan hikayenin ilk sayfalarını çevirmeye başladığımız şu günlerde O'nu biraz daha yakından tanıtmak istedik. Gelin bu gelecek vaad eden yıldız adayının kısa özgeçmişine birlikte göz atalım.
2005 yılı Fenerbahçeliler açısından şampiyonlukla hatırlanan güzel bir yıldı ama o günlerde farkında olamayacakları gelişmeler de yaşanıyordu. Ankara'nın Altındağ ilçesinde dünyaya gelen minik Arda, belki yaşı gereği Fenerbahçe'nin şaşalı günlerine tanık olamadı ama henüz ilkokul çağındayken verdiği pozlarla sarı lacivertli renklere olan sevgisini gösterdi. Minikler kategorisinde oynarken 10 numaralı formasıyla çektirip duvara astığı fotoğrafının hemen yanı başında Alex de Souza'nın portresi de vardı. Efsane ismin biyografisini okuduğu esnada basılan deklanşör "Geleceğin Alex'i" olma hedefindeki pek çok çocuktan birini resmediyordu ama diğerlerinden farklı olacak bir çocuğun hayaliydi bu. Ne de olsa o sıradan bir kulübün değil, Türk futboluna sayısız sporcu armağan etmiş Gençlerbirliği'nin altyapısında futbola adım atmıştı.
Yıllar yılı nice büyük maçlara, bir çok yıldız oyuncuya ev sahipliği yapan Ankara 19 Mayıs Stadı'nın dili olsaydı anlatırdı belki son sevincini. Ağustos 2018'de yıkılmadan bir kaç ay önce Gençlerbirliği'nin küme düşme hüznünü yaşarken, diğer yandan geleceğin yıldız isimlerinden birini konuk etmenin gururunu hissetmiş olsa gerek koca çınar. O sezon takımın top toplayıcılarından biri olan Arda, bir kaç yıl sonra karşılaşacağı bazı rakiplerini ilk kez orada gözlemleme fırsatı buldu. Top toplayıcı olarak seçilmesini sağlayan futbol eğitimini aldığı yer ise başka bir efsanenin adıyla anılıyordu: İlhan Cavcav.
Altyapısından yetiştirdiği ya da çok uyguna malettiği oyuncuları 4 büyüklere astronomik bedellere göndermesiyle akıllara kazınan İlhan Başkan sağ olsaydı Arda'yı bu kadar erken bırakır mıydı bilemiyoruz ama Fenerbahçe bu konuda elini çabuk tuttu. Zira 20 Şubat 2019 günü kendisini Fenerbahçe altyapısına kaydeden imzalar atıldığında henüz 14 yaşına bile girmemişti ama çubuklu formayla ilk kez seramonide çıkacağı Süper Lig maçına tam tamına üç yıl kalmıştı.
Onu Fenerbahçe'ye kazandıran Sercan Hamzaoğlu verdiği bir röportajda Ali Koç'u ikna edebilmek için görüştüğü sırada kendisine sorduğu "Sen olsan ne kadar verirsin" sorusuna cevabı "500 bin lirayı gözümü kırpmadan veririm" oldu diye anlatmıştı. Koç'un "250 bin istiyorlar, pazarlık yapacağız." demesine karşılık kendisine "200’e düşerlerse 1 saniye bile tereddüt etmeyin" diye cevap verdiği de röportajın diğer vurucu kısmıydı. Gerekli ödemeler yapılmış ve bu yıldız adayı çok genç yaşta çubukluyu sırtına geçirmişti.
Üç yılda katettiği yol yaşıtlarının çok ötesindeydi. Bir çok akranı sadece konsol oyunlarında top koşturadursun, rakibi sayılan sahadaki çocuklar ancak u16 takımlarında şans bekliyordu. Oysa o kendisinden birkaç yaş büyüklerle u19 liginde mücadelede edip, adından söz ettirmeye başlamıştı bile. Nitekim daha geçtiğimiz Mayıs ayına kadar futbol gurmeleri hariç kimselerin adını duymadığı çelimsiz bir çocukken, bugünlerde Fenerbahçe A takımının orta alandaki geniş rotasyonunun parçalarından biri konumuna yükseldi.
Vitor Pareria'nın da kendisine güvenmesiyle Türk futbolu için çok genç sayılabilecek yaşta A takımda şans bulmaya başlayan Arda şimdilik pişme aşamasında olmasına karşın yıldız ışığını fazlasıyla saçıyor. Profesyonel kariyerinde ilk topla buluşmasında Antalyaspor'u yıkan golün asistini yapıp ilk kez 11'de çıktığı Hatayspor karşılaşmasında sahanın en çok dikkat çekeni olmayı bildi. Bu süreçte kadroda şans bulamadığı zamanlarda u19 maçlarında ter dökmekten de gocunmadı. Daha etkileyici kariyer başlangıçlarına şahit olduk mu emin değiliz ama en azından Fenerbahçe özelinde son 30 yılda olmadık diyebiliriz. Türk futbol kamuoyunda en çok sansasyon yaratan ve beklentileri karşılayan altyapı ürünü oyuncularından Sergen Yalçın ve Emre Belözoğlu'ndan sonra Arda ismini yazmaya ikinci kez çok yakınız. Adaşı Arda Turan'ın hikayesi keskin iniş çıkışlarla doluydu belki ama en azından zirve kısmı Genç Arda'nın örnek alabileceği seviyedeydi.
Bakalım oynadığı futbolla Galatasaray TV spikeri Serbay Şenkal'ı bile hayran bırakan ve rakip kanalda övgülere mazhar olan Arda Güler'in merak uyandıran serüveni nasıl sürecek.
Yorumlar
Yorum Gönder